BALIĞIN PARÇALARI
BAYSAN YÜKSEL
11.05 - 11.06.2024
Balığın Parçaları; meta bir anlatının parçalara ayrılmış ve yeniden birleştirilmiş bir sunumunu izleyiciye aktarıyor.
Bizi karşılayan kalabalık bir akşam yemeği sahnesi Son Akşam Yemeği tablosunu hatırlatırken benzerlikler işe detaylı olarak bakmaya başlamamızla birlikte son buluyor. Son Akşam Yemeği, bir ihanetin habercisiyken Balığın Parçaları en büyük parçayı elde etme çabası, rekabet, hayatta kalabilmek için uyumlanma, kendiliğinden ve değerlerinden sıyrılma ve çoğunluğun arzu nesnesinden pay alabilme çabasında olan davetlileri bize gösteriyor.
Tablonun merkezinde yeşil, sevimli bir dev gibi tasvir edilmiş olan Molok’u görüyoruz. Mitolojik bir figür, pagan bir tanrı olan Molok (Moloch) ona inanıldığı dönemlerde bolluk ve bereket için çocuk kurban edilen karanlık bir güç. Günümüzde ise oyun teorisi bağlamında Çok Kutuplu Tuzaklar’a (multi polar traps) işaret ediyor.
Bu bağlamda Molok’u, bireyleri kazanım sağlamak amacıyla kendi değerlerinden feda ederek rekabetçi bir sistemde varlık sürdürmeye teşvik eden bir güç olarak tanımlayabiliriz. Yalnızca kazanmak adına kazanmak için yapılan adımların ve teşviklerin tümü Molok bağlamında düşünülebilir. Nihayetinde daha geniş ekosistemlerin yıkımı ve bunun neticesinde rekabet eden bireylerin de yıkımıyla sonuçlansa dahi hiçbirimiz Molok sisteminin çarklarından bağımsız değiliz. Günün sonunda sırf varlık gösterebilmek, hayatta kalmaya devam edebilmek için bile o çarkın bir parçası olmak durumunda kalıyoruz. Molok’tan tamamen kurtulmak ise imkansıza yakın çünkü global seyirde işleyen bu sisteme tüm insanlar olarak karşı durmamız gerekiyor, bir kişi bile devam ederse bu çark hızlı bir şekilde yeniden tüm gücüyle hakimiyet kuruyor. İnsan durumu bağlamında düşünürsek bunu ummak bile büyük bir hayal.
Balığın Parçaları, Molok canavarını alt etmek konusunda bir çözüm sunmaz, sadece bu teorik gücün varlığını bize gösterir, farkındalığımıza sunar. İsmi konulan canavarın gücünün büyük ölçüde azalacağına inanarak bize bir anlatı oluşturur. Akşam yemeği sahnesinde gördüğümüz paylaşılmak için yarışılan büyük balığın etrafındaki küçük balıkları da görmeye bizi teşvik eder. Bizi tablonun dışına çıkararak, tablodaki bireylerin- sofrada yenmekte olan balık da dahil- kişisel yolculuklarına götürür ve yeniden akşam yemeği sahnesinde bu anlatıları bir araya getirir.
Canavarı, yani Molok’u betimlerken canavarsı, korkulası bir görsel yerine sevimli bir betimlemeyi özellikle tercih eder. Bu korkunç canavar o kadar içimizde bir yerde bizi ikna ederek varlık göstermektedir ki onun canavarsı varlığından ve zararlarından haberimiz olamayacak kadar tüm benliğimize sinmiştir.
Mitler ve sembollerden beslenerek anlatısını oluşturan sanatçı Baysan Yüksel, Balığın Parçaları sergisinde bizi farkındalığa davet eder. İçimizde saklanan canavarlardan en büyüğünü tanıma ve anlama yolculuğunda bize katmanlı bir anlatı sunar.
Baysan Yüksel
1984 doğumlu Baysan Yüksel, 2007 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun olup, yüksek lisans eğitimini de 2010 yılında Marmara Üniversitesi Resim Bölümü’nde tamamlamıştır. 2006 yılından beri yurtiçi ve yurtdışında sergilere katılıyor, çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdürüyor.
Rutinler, inançlar, gelenekler ve tüketim kültürü gibi kavramları sorgulayarak disiplinlerarası işler üreten sanatçı, rüyaları ve evrensel sembolleri kolektif bilinçaltına işaret ettiği için birer gösterge olarak kullanmayı tercih ediyor. Bu bağlamda işlerini birer hikâye anlatımı olarak tanımlıyor. Pentür, çizim, kolaj, üç boyutlu nesneler, sanatçı kitapları, video, yerleştirme ve yazı tercih ettiği disiplinlerden bazıları. Her türlü yüzeyi; tuval, kâğıt, duvar ya da bulunmuş nesneleri, kendi içinden ve dış dünyadan topladığı bu hikâyeleri aktarmak için birer araç olarak görüyor.
Son dönem işleri, bireysel ve toplumsal yüzleşmelerin izdüşümleri olan yılan ve ahtapot sembollerini yoğunlukla kullandığı, karanlık masalların sekanslarını andıran pentürler ve üç boyutlu asamblajlardan oluşuyor.